Ayrıca kültür formları olan siyah skalarya, tül yüzgeç (uzun yüzgeçli) de yaygındır. Karışık akvaryumlara kolayca uyum sağlarlar. Bununla beraber akvaryum içindeki küçük balık ve balık yavrularını derhal yerler. Bunun için de küçük balıkların olduğu akvaryumlar için pek cazip değillerdir. Disk şeklinde yassılaşmış vücutları üç köşe yüzgeçleriyle tipik bir Cichlid formuna benzemez!er. Bu iki türden (P. skalare ve P. eimekei) en yaygın olanı biraz evvel de değindiğimiz gibi P. eimekei'dir. Ayrıca P. dumerili olarak adlandırılan bir türü daha mevcuttur. P. eimekei'nin gözleri P. skalare'ye göre daha kırmızıdır. Tam olgunluğa erişen bir P. eimekei, P. skalare'nin ancak yarısı kadardır.
Boyu kuyruk hariç, yüksekliğinin 1/3'ü kadardır. Baş sivridir., alın balık yaşlandıkça kambur/aşır. Sırt ve anal yüzgeçler yellum gibi uzar. Karın yüzgeci iplik şeklinde uzamış, kuyruk yüzgeci ise geniş bir yelpaze şeklindedir.Gümüşi parlaklıktadır. Burun, alın ve sırt kahverengimsidir. Vücudun yan taraf/arında 4 adet siyah enine bant vardır. sırt yüzgeci ışınları sarı kahveden siyah kahveye kadar değişik renklerdedir. Eşey ayrımı zordur. Çok değişik renklere sahip varyetelerdir. Canlı yemi severek yerler. Hafif asidik sulardan hoşlanırlar. Fakat hafif alkali ya da nötr sularda da yaşayabilirler. Bol bitkilendirilmiş ve fazla su sirkülasyonu olmayan, derin akvaryumlar bu türler için idealdir. Optimum sıcaklık 24-28 C arasıdır.
Bakımı ve üretimi grup karakterlerinde olduğu gibidir. Bu balıkları çiftleştirmek oldukça güçtür. Üreme zamanında gösterdikleri davranışları hatırlamak akvaryumcular için en iyi yol göstericidir. Aksi halde çiftleşmeleri için daha iyi bir yöntem yoktur. Bu nedenle de amatörler tarafından kolay üretilemezler. Yumurta bırakmaları ve üremeleri tipik Cichlid formlarından farklıdır.
Üreme boyuna gelmiş olan balıklarda eşleşmiş çiftler gruptan ayrılırlar. Bu şekilde gözlemlediğimiz çiftleri üretmek için 40x40x50 ebatlarındaki boş bir akvaryuma almak gerekir. Akvaryum içerisine koyacağımız plaka, plastik boru veya bir mermer parçası gibi pürüzsüz bir yüzey balıkların yumurtlaması için idealdir. Bu materyalleri dik bir şekilde akvaryumun içine koymamız gerekir; çünkü melek balıkları yumurtalarını vertikal olarak dizerler. Eşleşen çiftleri daphnia, tubifex, küçük yavru balıklar gibi canlı yemlerle beslediğimiz taktirde kısa bir süre içerisinde yumurta atabiliriz.
Bu balıklar yavru iken eşleşirler. Bu nedenle üretim için böyle eşleşmiş çifti 30 C'ye kadar ısıtılmış akvaryuma koymak gerekir. Eğer çiftler-uyumlu değiller ise yumurta alınması zorlaşır. 26-30 C'lik sıcaklıkta yavru 24-36 saat içinde yumurtadan çıkar. ilk 4-5 gün içinde yüzebilir. Son yıllarda Avrupa'da bazı üreticiler Aspidistra cinsinden bir palmiyenin yapraklarını akvaryum içine koyup daha severek yumurtlamasını sağladıklarını bildirmektedirler.
Bu balıklarda cinsiyet ayrımı balıkların kafa yapılarına bakılarak yapılsa da eş tutmamış balıklarda bazen yanılmak mümkündür. Erkeklerin kafasında keskin bir kavis vardır. dişilerde bu kavis yuvarlaktır ve erkekler dişilerden daha iridirler.
Bu balıklar yumurtladıktan sonra ister yumurtaları ebeveynlerin bakımına bırakır, istersek ayrı bir akvaryuma alarak yumurtanın açılmasını sağlayabiliriz. Ancak ebeveynlerin yerine getirdikleri bazı fonksiyonlar vardır ve eğer ebeveynleri uzaklaştıracak olursak, yumurtaları bakteri ve mantarlardan koruyacak, oksijeni sağlayacak suni yollar bulunmalıdır. Erkek melek balıkları, bırakılan yumurtaların yanına yaklaşır ve yüzgeçleriyle yumurtalar üzerine sabit su akımı göndererek yumurtaların bozulmasını önlemiş olurlar. Yani ebeveynler yumurtaları yelpazelemek suretiyle temiz tutmaktadırlar. Eşlerden biri yumurtaların üzerine gelerek pektaral yüzgeçlerini sabit olarak aynı yönde hareket ettirerek yumurtalar üzerinde su sirkülasyonu sağladığında yumurtalara yalnızca taze oksijen sağlayarak bozulmalarını önlemekle kalmadığı gibi, onları bakterilere karşı da korurlar. Yumurtalar açılıp, yavru melekler serbest olarak yüzmeye başlamadan önce, yapraklar üzerinde iki gün asılı kalırlar. Bu süre içinde ebeveynler yavrularına aşırı derecede düşkünlük gösterirler. Eğer yavruların yaprak üzerinde emin olmadıklarını görürlerse derhal başka bir yaprağa taşır ve düşenleri de derhal kurtarırlar. Yavrular henüz bu evredeyken ebeveynlerinden ayırmaya hiç gerek yoktur. Yine de ayırmak gerekirse bunun bir zararı da yoktur.
Yumurtalar açıldıktan sonra da ebeveynler yavru!arını ağızlarıyla daha güvenli bir yere taşırlar. Yavrular ebeveynlerinin yanındayken akvaryuma yaklaşıldığı taktirde saldırganlaştıkları gözlenir. Bu koruma, yavrular büyüyünceye kadar devam eder. Fakat belirli bir boya ulaşan yavrular akvaryumdan alınmazlarsa yine ebeveynleri tarafından öldürülürler.Yumurtalar ayrı bir akvaryuma alınmışlar ise 2-3 gün sonra açılırlar. Açıldıktan 2 gün sonra serbest olarak yüzmeye başlarlar. Yumurta keselerini bitirdikten sonra direkt olarak artemia ile beslenebilirler.
Tarih : 11/16/2003 2:03:57 PM, Okunma Sayısı : 6,901, Günlük Okunma Sayısı :8.6